(MERSİN) – Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin Cemevi tarafından düzenlenen 24. Aşure Etkinliği’ne katıldı. Seçer, “Mersin, her rengin buluştuğu; bütün kültürlerin, anlayışların, yaşam biçimlerinin bir potada eridiği; barışın, kardeşliğin, birliğin ve beraberliğin hakim ve daim olduğu Türkiye’nin kardeşlik, barış, huzur ve Atatürk’ün kentidir” dedi.
Başkan Seçer, eşi Meral Seçer ile aşure etkinliğine katıldı. Mersin Cemevi’nde düzenlenen etkinlik; Mersin Cemevi İnanç Kurulu Başkanı Erdoğan Sevin tarafından Gülbeng okunmasıyla başladı. Gülbengin ardından semah dönüldü ve protokol konuşmalarına geçildi.
Konuşmasına Kerbela’da Hz. Hüseyin ve 74 yoldaşının şehit edilmesinin Alevilik inancı açısından bir milat olduğunu belirterek başlayan Başkan Seçer, şunları dile getirdi:
“Alevilik laik devlet yapısıyla çok uyumlu ve barışıktır”
“Alevilik muhalif bir inançtır. Mevcut statükoya karşı çıkıp, İslam adına yapılan tüm haksızlıklara ve zulümlere tepki gösteren bir olaydan ilham almıştır. Kerbela’da Hz Hüseyin’in şehadetinden doğmuştur. Bu öyle bir tepkidir ki başta Hz. Hüseyin olmak üzere direnen ve muhalif olan öncüler dik duruşlarını hayatlarını feda ederek göstermişlerdir. Bu tavırları, bedenen şehit olsalar da mana ve değer bakımından onları ölümsüz kılmıştır. Bu sebeple de Alevilik ritüellerden çok bir ‘mana’ ve ‘değer’ inancıdır. Alevilikte dıştan çok iç-öz önemlidir. Alevilik ahde vefa inancıdır. Aleviler 1300 küsur yıldır hak yolunda şehit edilen Hz. Hüseyin ve yoldaşlarını asla unutmamış, ahde vefa göstermişlerdir. Kutsallık üzerinden yürüyen hanedan yönetimini her zaman sorgulamışlardır. Bu sebeple de Alevilik laik devlet yapısıyla çok uyumlu ve barışıktır. Alevilikte en makbul kişi; mezhep, tarikat, meşrep üzerinden değerlendirilmez, aksine; eline, beline, diline sahip olan kişi makbuldür. İnsanlar inançlarıyla değil, evrensel etikle ve değerleriyle nitelenirler. Akla, bilime ve çağdaş eğitime büyük önem vererek her zaman toplumun aydın yüzü olmuşlardır. Bildiğiniz üzere Alevi kesiminin Türkiye’de ne yazık ki özellikle devlet katında çözülemeyen adeta katmerleşmiş birçok sorunu vardır. Bu sorunların en başında gelen ise Alevi inancının ne olup olmadığının Aleviler dışındaki kesimler -özellikle de hükümet katında- tartışılıyor hale getirilmesi ve Alevi taleplerinin göz ardı edilmesidir.
“Aleviler ödedikleri vergilerinin karşılığında eşit muamele ve hizmet bekliyorlar”
Hükümetin ‘Alevi Açılımı’ adı altındaki yaklaşımları ise ne yazıktır ki hiçbir sonuç vermeyen popülist birer girişim olarak kalmıştır. Hükümet katında Cemevi’nin statüsü bile diyanet ve iktidar mensupları tarafından tartışma konusu yapılarak neredeyse sadece bir dernek ya da kültür faaliyeti olarak addedilmiştir. Alevi talepleri çok nettir ve bu taleplerin karşılanması gerekir. Eşit vergiye, eşit hizmet anlayışı bunu gerektirir. Aksi durum aynı zamanda anayasanın eşitlik ilkesine de aykırıdır. Bu anlayış, sayısı ne olursa olsun tüm inanç grupları için de geçerli olmalıdır. Böylesi bir temsiliyet içeren uygulamada iddia edildiği gibi bölünme-ayrışma değil, tam tersine birleşme-bütünleşme olur. Hiçbir inanç kitlesi, kendisini ayrık hissetmez. Aksine kendisini sisteme, devlete daha çok ait hissedip bu bağları güçlendirir. İktidarın bu talepleri karşılamak ve sorunu çözmek yerine, anayasal değişikliklerle ilişkilendirmesi ve işi sürüncemede bırakması ‘Acaba iktidar sorunu çözme iradesi mi ortaya koymak istemiyor mu ya da koymuyor mu’ sorusunu akla getiriyor. Aleviler kimseden himmet, inayet beklemiyorlar, ödedikleri vergilerinin karşılığında eşit muamele ve hizmet bekliyorlar.”
Mersin’in, Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen insanların yaşadığı bir yer olduğuna değinen Seçer, “Mersin her rengin buluştuğu; bütün kültürlerin, anlayışların, yaşam biçimlerinin bir potada eridiği; barışın, kardeşliğin, birliğin ve beraberliğin hakim ve daim olduğu Türkiye’nin kardeşlik, barış, huzur ve Atatürk’ün kentidir” dedi.
Başkan Seçer, Kerbela’nın sadece tarih bilgisi olarak değil, içeriğiyle ve verdiği derslerle önemli bir kılavuz olduğuna vurgu yaparak, “Kerbela, onun için Alevi topluluğunda değerlidir. Onun için matem ayıdır, onun için zulme karşı mazlumların mücadelesini ifade eder. Biz yöneticiler zalim değil, şefkatli olmak zorundayız. Sevmek durumundayız. Bu böyleydi, böyle devam edeceğiz. Muharrem ayındayız, matem ayındayız. Tuttuğunuz matem oruçları hak katında kabul olsun. Birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimiz, dayanışmamız, bolluk ve bereketimiz daim olsun. Sizleri seviyorum” diye konuştu.
Konuşmaların ardından aşure dağıtımı ile devam eden etkinlik, sanatçı Zeynep Karababa’nın konseriyle sona erdi.